“Geri çekiliyoruz, bütün birlikler. Geri dönün!”
“Burada pes edemeyiz!”
“Yapabileceğimiz bir şey kalmadı. Daha fazla askeri feda
edemem! Geri dönün!”
Uzun zamandır yeni çıkan animeleri takip etmek yerine
eskilerden hakkında çok övgü duyduğum serilere göz atmayı tercih ediyordum. Bu
durum sizin de anlayabileceğiniz üzere bu sezon değişiklik gösterdi. Henüz iki
bölümü yayınlanmış olsa da Shingeki no Kyojin beni fazlasıyla etkilemeyi
başardı.
“Onların her birini yeryüzünden silicem!”
Animenin geçtiği evren, uzun süredir açlığını çektiğim
türden. Genellikle batı tarzı hikayelerde şahit olduğum ortaçağ teması, o
döneme ait yapılanmalar ve yaşantı biçimi seriye çok güzel bir şekilde
yedirilmiş durumda. Tabi bu hikayede bizi büyücüler veya alıştığımız türden
savaşçılar beklemiyor.
“100 yıldır huzur içinde yaşıyoruz. Şimdi gelecek
değiller ya?”
“Sen buna huzur mu diyorsun? Kafese kapatılmış bir kuş
gibi bu duvarların arasında sıkışıp kalmayı huzur olarak mı görüyorsun?!”
Hikayeye hafiften değinmek gerekirse ana karakterimiz
Eren, devlerden korunmak için 100 yıl önce inşa edilmiş, 50 metre yüksekliğinde
olan bir duvarın arkasında yaşayan insanlardan biri. Duvarın inşasından sonra
geçen dönemde insanlar dışarıya çıkmadıkları sürece devlerle sıkıntı yaşamamışlardı.
Devler ise isimlerinden de anlaşılacağı üzere devasa
boyutlarda olan, haliyle insanlara oranla aşırı güçlü oldukları
söylenilebilecek varlıklar. Yeri gelmişken en büyük eğlencelerinin de insan
yemek olduğunu belirteyim.
“Eren Survey Corps’a katılmayı düşünüyor.”
“Ne?! Onlara söylemeyeceğine söz vermiştin!!”
Biraz da Eren’den bahsedelim. İnsanların bir mahkum gibi
yaşamaktan mutlu olduklarını gördükçe sinirlenen, asi, kolay kolay söz
dinlemeyen çocuklarımızdan biri kendisi. Biraz meraklı, özgürlüğüne düşkün bir
yapıya sahip olduğunu söyleyebiliriz. Duvarın dışını görmenin ve duvarlar
olmadan sürdürülebilecek bir yaşamın nasıl olacağının hayalini kurduğu belli. Bu
nedenle de Eren, insanların, özellikle de ailelerin pek hoş karşılamadığı
Survey Corps adlı birliğe katılmayı istiyor.
Survey
Corps, temel olarak bu devlere karşı savaşmanın, onları öldürebilmenin yöntemlerini
arayan; insanların bir kısmının karşı çıkıyor olmasına rağmen belli dönemlerde
dışarıya çıkıp devlere karşı şanslarını deneyen bir birlik. Düşünce yapısı Eren
gibi olan birçok kişinin gözünde ise bu insanlar “aptallardan” ziyade “kahramanlar”
olarak anılmakta.
“Özür
dileriz! O büyüklerine saygısızlık etmek istemedi. Açlıktan ne yaptığını
bilmiyor efendim.”
“...
Size kendi yemeklerimizden veriyorsak biraz saygı duyun! Bir çocuk bile
müteşekkir olması gerektiğini bilmeli!”
Tabi
Eren karakteri yürüdüğü yolda yalnız değil. Armin ve Mikasa adlı iki dostu da
ona eşlik etmekte. Bu karakterlerden Mikasa’nın kim olduğu, ne tür bir gizem
barındırdığı ise henüz açıklanmayı bekleyen noktalardan.
“Onları
yenemeyiz! Yenemezdik... Onu kurtaramamanın sebebi yeterince güçlü olmaman!
Benim savaşamama sebebim ise yeterince cesur olmamam...”
İşin
hikaye kısmına değinmekten kaçınacağım. Tanıtım amacıyla yazdığım bir yazıda
gereğinden fazla olay anlatıp sizi de soğutmak istemem. Ama yazımı bitirmeden
önce hoşuma giden son bir detaydan da bahsetmek istiyorum; Survey Corps...
Yukarıda
da bahsettiğim gibi bu birlik devlere karşı koyabilmek adına oluşturulmuş bir
birlik. İnsanların çoğu duvarların arkasında sıkıntı yaşamadan bir yüzyıl daha
yaşayabileceğini düşünüyorken bunlar, her ihtimale karşı o devlerle savaşmanın
bir yolunu arayan “aptallar”.
Tabi
bu birliğin içine girmek de kolay görünmüyor. Katı bir eğitim dönemine sahipler.
Açıkcası o ekipmanları o kadar etkili bir şekilde kullanabilmek için bu eğitime
katlanmaya ben bile razı olurdum.
Ekipmanlardan
bahsetmişken... Sanırım kullandıkları cihazları burada anlatmam beni
zorlayacak. Bellerine astıkları, iki yanlarında duran dikdörtgen şekilli “kutuların”
içerisinde kullandıkları yakın dövüş silahları, ve halatlar bulunmakta. Bu
kutuların içerisinde bulunan bir mekanizma sayesinde söz konusu halatları hızlı
bir şekilde fırlatıp geri çekebiliyorlar. Bunu da genellikle yüksekte kalmak ve
havada seri hareket edebilmek adına kullanıyorlar. Malum, devlerle savaşırken
üstümüze basılmasını istemeyiz.
“Ben
Survey Corps’a yazılıyorum.”
“Ben
de.”
“O
halde ben de geliyorum.”
“Üçümüz...”
Benden
bugünlük bu kadar. Açıkcası ilk defa bir tanıtım yazısı hazırlamayı denedim.
Animeye biraz da olsa ilgi duymanızı sağlayabildiysem ne mutlu bana. Yazıyı
hazırlarken hikaye hakkında gereğinden fazla bilgi sızdırmadığımı düşünüyorum
fakat oldu da öyle bir hata ettiysem affınıza sığınıyorum. Şimdiden iyi
seyirler dilerim. Bu gibi anlarda Survey Corps daima yanımızda olsun... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder